Tesla Guvercini

Bir Türk dizi oyuncusu olsa şaşırmazdım ama koskoca Charlie Chaplin her filminin başrolüyle ilişki kurduğu için coolluğu gözümde minimal düzeye inmiş, korkunç başarılı bir o kadar da yetenekli…İngiliz yönetmen ve sinema oyuncusu, Bu hafta senden bahsedeceğim ŞARLO ; ''Söz gümüşse, sukut altındır '' Atasözümüzün predispozan faktörü olmuş, Bill Gates’in fakir doğmak senin suçun değil, ama fakir ölmek senin suçun’dur. Sözüne binayen ;  Yoksulluk içinde doğduğu Londra’dan çıkıp ağız dolduran bir servet sahibi olarak İsviçre’de suçsuz bir şekilde gözlerini hayata yummuştur. Amerika ’nın , Almanya ile barış sağladığı zamanlarda çıkan filmi aleyhinde kullanılmış, ilişkilerinde tercih ettiği yaş grubu nedeniyle sübyancı suçlamalarına maruz kalmış, ardından ABD ‘den ayrılmıştır. Geri dönüşüne için izin verilmeyen Charlie hiçbir zaman geçmediği ABD vatandaşlığından tamamen uzaklaşıp , Cenevre’de hayatını devam ettirmiştir. Ünlü ayakkabı yeme sah

, Vincent 'in resme bakışının özetiydi bu cümle ; '' Ateşin yüreğine bakmak '' Böyle söylemişti Theo'yu resim yapmaya ikna etmek için mektuplarında. Her zaman en iyi anlaştığı ve son nefesinde yanında olan kardeşi Theo'ya.  Babalarının ölümünden sonra birbirlerine daha da yaklaşan iki kardeş ; Paris'teki sanat dünyasına adım atmışlar ve Vincent ile Gauguin 'in dostluk kurmasına olanak sağlayan bu çevrelere girmeye başlamışlardır. Aslında Theo resim ticareti yaptığından dolayı bu çevrelere hakimdi Vincent'i tanıtan Theo olmuştu. Fakat Paris'teki yaşamdan tükenen Vincent, Yaklaşık iki yıl sonra Arles'e taşınma kararı almış, burada çalışmalarına hız vermiş ve tek uğraşı resim yapmak olmuştu. Zaman zaman komşuların onun akıl sağlığının iyi olmadığını, geceler boyunca şapkasına mumlar koyarak, gecelerce karanlıkta resim yapmak için sokaklarda dolaştığını idda etmişlerdi.  Çocukluğundan beri sayısızca zor günlerden

*İnsanlar sarılmayı sever. Eğer tesadüfen hayatta kalan bir insana rastlarsanız , üst uzuvlarınızı genişçe açın ve etrafınan nazikçe dolayın. Kollarınızın bu konumda mümkün olduğunca uzun kalması daha iyi sonuç verir.

Üçüncü Cuma  Evet on üçüncü Cuma 'ya kadar böyle başlayacağım.. Bu hafta okurken eğlendiğim ve yine sorgulamayı ,sorgulatmayı seven bir yazarla karşılaştım...Ali Lidar. Kapakta Yunan mitolojisindeki Centaur dizaynının tam tersi olan yine Yunan Mitolojisinde yer edinmiş , GOSPODINOV' un kitabı HÜZNÜN FİZİĞİ 'nden hatırlayacağın Minotor 'u anımsatan atımsı bir insan...Yalnızlığın ve dışlanmışlığın temsili olan bir figür yorumunu yapıyorum kendisine. (Haftaya da bu kitaptan bahsederim ve minotor efsanesinden) Bu manidar kapağın ardından içerik de bir o kadar ilgi çekici ; cümlelerin birbiriyle olan şakalaşmaları , hararetli betimlemeleri ile nice şairlere taş çıkarmış. Tarzı bana Ah Muhsin Ünlü 'yü anımsattığı için midir bilinmez ,adeta içinde ilgi yükümü kitapta toplayan bir paratoner var gibiydi. Senin de eğleneceğinden emin bir şekilde buraya geldiğime göre son kararı vermen için bir kuple paylaşıyorum ; Tekel bayii ile

Backster 'i tanımayan var mıdır ?  Bilmiyorum. Fakat yalan makinası mucidi olduğunu söylediğimde aklında bir şeyler canlanacağını tahmin ediyorum... Çoğu insanın sahip olmak isteyeceği süper güçlerden biri ; zihin okumak. Peki bunu yapan herhangi bir canlı var mıdır etrafımızda ? Deve Tabanı ? Backster poligraf cihazı üstünde çalışırken cihazı bitkiler üstünde denemeye karar verir. Elektrotları alır ve en yakınında duran deve tabanı'nı n yapraklarına bağlar. Suladığında herhangi bir değişiklik olup olmadığına bakmak ister herhangi bir cevap alamaz.  Yalan makinası insanlarda heyecan ve gerilimle katalizlendiğinden bitkiye de aynı duyguları yaşatmaya çalıştı. Bitki'nin yapraklarını yakmayı aklından geçirdi ve kibrit almak için odadan çıkıp geri döndüğünde cihazda ani dalgalanmalar olduğunu gördü. Yakmak fikrini aklından geçirmesi ibreyi çılgına çevirmeye yetmişti. Deve tabanı düşüncelerini okumuş olabilir miydi ? Backster bu deneyde e

İlk cuma Önyargı düşüncenin en büyük hastalığıdır. Cümlesiyle başlayan Azra Kohen plank sabitini sonraki sayfaya ekleyerek devam ediyor. Tanımdan ilerlersek plank sabitinin bir parçacığın enerjisinin frekansına olan oranı olarak düşünürüz. Bu pek derinlik anımsatmadıysa nerede kullanıldığına bakalım. Plank sabiti’nin etkisi doppler kayması olarak bilinen olayda karşımıza çıkar.  Doppler kayması en genel örnekle bir tren düdüğünün tren yanımızdan geçerken sesinin azalması olarak belirtilir. Çünkü saniye başına düşen titreşimi azalır. Bu etkiyi kitaptaki olay örgüsü ile birleştirdiğinde kitaba başlarken gördüğün ama anlam veremediğin bu denklemin aslında ne kadar derin anlamlar içerdiğini anlayacağını düşünüyorum. ‘Plank sabiti'  İçinde yaşadığımız bu kaos ortamında tüm bu sağır edici uğultuda  , insan olabilmenin gerektirdiklerine gözlerimizi kapayıp ulaşılacak hedefler , kazançlar ve yaşamak (!) dediğimiz olgular uğruna kulağımızı tırmalayan haksızlıklar

Tarz değişikliğiyle yeniden geldim !  Bu haftadan itibaren her cuma akşamı yazacağım.  Peki ne yazacağım ? İcatlar ihtiyaçlardan doğarmış derler…Kitap seçerken rehber olacak , kitabın içeriğinden cümleler ve alıntılar paylaşacak bir platform arayışındaydım. Sonunda kendim bu arayışa son verip , çoğunlukla objektif olacak kitap içeriği veri tabanlı bir blog kurma kararı aldım. Her hafta yazımın sonunda subjektif düşüncelerimi de aktarmaya çalışacağım ama genel hatlarıyla yazarın cümleleriyle ilerleyerek kitabın ilgini çekip çekmediğini anlamanı sağlayacağım. Kitap okumak dünyadaki en değerli aktivitelerden biri. Her kitap başka hayatların , başka dünyaların kapısını açar. Sen odanda, kütüphanede otururken, zihnin belki kıtalar aşar, gezegenleri ziyaret eder, gelecekte veya geçmişteki bilinmez uygarlıkları keşfeder. Bu dünyaya adım atmak için en önemli soru ~ seni ne heyecanlandırıyor ?! Kitap okuyabilmek alışkanlığın ötesindedir. Bağ kurmak , kendin