ˆGel ve..benimle ateşin yüreğine bakˆ

,



Vincent 'in resme bakışının özetiydi bu cümle ;
'' Ateşin yüreğine bakmak ''



Böyle söylemişti Theo'yu resim yapmaya ikna etmek için mektuplarında. Her zaman en iyi anlaştığı ve son nefesinde yanında olan kardeşi Theo'ya. 

Babalarının ölümünden sonra birbirlerine daha da yaklaşan iki kardeş ; Paris'teki sanat dünyasına adım atmışlar ve Vincent ile Gauguin 'in dostluk kurmasına olanak sağlayan bu çevrelere girmeye başlamışlardır. Aslında Theo resim ticareti yaptığından dolayı bu çevrelere hakimdi Vincent'i tanıtan Theo olmuştu. Fakat Paris'teki yaşamdan tükenen Vincent,
Yaklaşık iki yıl sonra Arles'e taşınma kararı almış, burada çalışmalarına hız vermiş ve tek uğraşı resim yapmak olmuştu. Zaman zaman komşuların onun akıl sağlığının iyi olmadığını, geceler boyunca şapkasına mumlar koyarak, gecelerce karanlıkta resim yapmak için sokaklarda dolaştığını idda etmişlerdi. 
Çocukluğundan beri sayısızca zor günlerden geçen Vincent , Theo 'ya bir mektubunda 

'Aklım hep Gauguin'de' demişti. Ümidi onunla beraber Arles'de yaşamaktı.

Yine aynı mektuplarda benim de ölüm ve yaşamla ortak noktalar bulduğum bir fikri anlatmıştı kardeşine.
'Bizi' diyordu
'Tarascan ya da Rouen'e nasıl bir tren götürüyorsa, yıldızlara da ölüm götürür. 
Hastalıkları da ''göksel ulaşım araçları'' olarak nitelendiriyordu. Onu yıldızlara götürecek yol Guagin'in Arles'a gelmesiyle kısalacaktı.

Beraber yaşamaya başlayan iki dost , zaman zaman resim hakkında alevli kavgalar yaşadığı ve ardından tekrar barıştıkları çoğu zamanları atlatmışlardı. Yine bunlardan birisi yaşanırken Vincent kendini kaybedip kulağını ustra ile kesmiş , 
kestiği parçayı genelevde bir kadına vererek Gauguin'e göndermiş. 
Bunun üzerine postacı ve polisler olaya karışıp, Theo 'ya ulaşması sonucu ; Vincent, kendini hayatının geri kalanını yalnız geçireceği o soğuk hastane odalarından birinde bulmuştu. Guagin ise Paris'e geri dönmüştü.
Vincent bir daha onu hiç görmedi...

Vincent 'in hastalığı ; çocukluk yıllarında serebral sifiliz ve epilepsi tanısıyla kalmış olsa da ilerleyen dönemlerde hastalığı epilepsi ,psikoz,manyak depresif ve şizofreni olmak üzere dört kümede toplanmıştır.

Gauguin ile yaşadıklarının ardından komşuları Vincent'in kendilerine zarar vereceği düşüncesiyle Belediye başkanına mektup yazarak Vincent'in akıl hastanesine yatırılmasını talep etmişlerdir. 1889 yılında sanrıların artmasıyla da Vincent , kendi isteğiyle akıl hastanesine yatırılmıştı.

Akıl hastanesi yıllarında en verimli resim çalışma dönemlerini geçirmişti. Theo 'nun göndereceği miktarda parayı karşılamak için yapabildiği kadar fazla resim yapmaya başlamıştı.Bol bol kendi portresi üzerinde çalışmış. Sürekli göze çarpan açık kapıları resmetmişti. Bilinç altında o dönemde özgürlük isteği kendini resimlerinde böyle ortaya koymuştu.

Theo 'ya yazdığı son mektuplarının birinde ;

'....sinirime dokunan bir şey varsa , o da Atölyemde oturma hakkımı savunmalıydım, polisle ve komşularla kavga etmek pahasına yapmalıydım bunu (...) Oysa korkaklık, sersemlik ettim.''demişti.


Hayatının tamamını elbette anlatmayacağım burada asıl konu olan aşk hayatını ve hikayenin sonunu ''Dahiler ve Aşkları'' kitabında en detaylı en güzel haliyle okuyabilirsin.

Benim en çok dikkatimi toplayan noktaya gelince ; dikkatim tamamen Gauguin ile ilişkileri üzerinde yoğunlaşıyor. 
Teorim ise Vincent'in, Gauguin'den hoşlanma ihtimali,
Aşk hayatında sürekli rededilen bir adamın karşısına aynı ilgi alanına sahip iyi anlaştığı bir insan çıkıyor ve yanına taşınıyor. 
Ardından bir gün tartışmalarının ardından Vincent kulağını kesip'' Genelevde ''çalışan bir kadın ile gönderiyor.
Neden ?

Elbette dostluktan kaynaklanan sevgi bağı ve resim aşkıyla yapılan tartışmalar söz konusu olabilir kaynaklarda da bu şekilde anlatılıyor.

Fakat genelevden bir kadınla kestiği kulağını yollamaya çalışması bana kıskançlıktan doğan bir kavgayı anımsatıyor.

Yorumlar

  1. Gauguin mi Guagin mi =) Paris'teki müşkülpesentlerin içinde içine kapanık biri olduğunu tahmin ettiğim Vin'in ruhu epeyce yorulmuş olmalı, adam o kadar naifki ölüme farklı bir anlam ve romantizm katmış. Sinirine dokunan şeyi bende sık sık yaşardım, sinirlendiğim anda ki vermediğim tepki için daha sonra kendi kendime homurdanırdım. Teorine göre Vin biseksüel =) genelevden yollamasa gay derdim. Cuma'ya kadar cevap mı bekleyeceğiz şimdi :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orası karışık haha kitapta Gauguin diyor =) Evet Sonsuzcum epeyce yorulmuş epeyce de acı çekmiş okurken içi eriyor insanın gidip 19.yy'a müdahale edesi geliyor... Teorim bu yönde doğrusu nedir bilemiyorum ama :)

      Sil
  2. Adam fotosentez için ışık gerek diyor, fotosentezi buldum diyemiyor. Ben hala yorum bekliyorum cıkcıkcık kaçıncı yüzyıldayız yav

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. HAhah ben bu yorum olayını ne yapacağım ya teknoloji özürlüyüm sanırım mektup yazsam olmaz mı

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AEDEN

ŞARLO

OLAY KARNABAHARDA !